Yapı optimizasyonu
Halihazırdaki çelik projenizi optimize edelim, tasarladığımız sistem ağırlığı mevcut tasarımınızın ağırlığının % 15 altında olmaz ise projeniz ücretsiz.
Çelik taşıyıcı sistemler betonarme sistemlere göre belirli üstünlükler sergilerler. Yüksek dayanımları ve tasarımlarının hafif olması sebebiyle asgari düzeyde deprem yüklerine maruz kalmaları bu üstünlüklerin başında gelir. Çeliğin malzeme özelliği olarak çekme ve basınç mukavemetlerinin eşit olması itibarı ile, çekme mukavemeti daha düşük malzemelerle yapılamayan sistemler için iyi bir çözüm yolu olarak düşünülebilir.
Şantiyede ya da atölyede imalatı gerçekleştirilen çelik elemanların montajı hızlıdır. Betonarme yapı sistemlerinin aksine, sıradışı hava koşulları haricinde her şartta montajları yapılabilir. Bu nedenle inşaat süreleri kısadır. Yapının herhangi bir neden ile sökülmesi gerektiğinde bu işlem hızla yapılabilmekte ve buna ek olarak sökülen çelik sistem başka bir yerde çok az kayıpla tekrar aynı malzemelerle inşa edilebilmektedir. Büyük açıklıkların olduğu sistemlerde de betonarme yapı malzemeleri ile geçilemeyen mesafeler çelik taşıyıcı sistemlerle rahatlıkla geçilebilmektedir. Çelik yapı elemanlarının kalitesi sürekli denetim altındadır. Fabrika koşullarında standartlara uygun ölçü ve değerlerde üretilirler. Homojen ve izotropik bir malzeme olduğundan kendisinden beklenen davranışı gösterir ve bundan dolayı statik hesaplamalardaki hata payı çok düşük olur.
Çelik taşıyıcı sistemli binalar, mühendislik uygulamaları yönünden gelişmiş ülkelerin yapı sektöründe oldukça fazla yer bulmalarına karşın ülkemizde yüksek maliyetleri nedeniyle betonarme sistemli binalara oranla çok daha az sayıda uygulanma şansı bulmuşlardır. İstatistiksel olarak çelik yapıların bazı gelişmiş ülkelerdeki sektör payları Avrupa'da % 50, Amerika'da % 70, Japonya'da ise % 80 civarında iken, ülkemizde bu oran sadece %5 civarındadır. Şüphesiz bu sistemlerin daha ekonomik olarak boyutlandırılıp inşa edilebilmesi, sismik performansları da oldukça yüksek olan bu yapıların ülkemiz gibi aktif deprem riski taşıyan bölgelerde yaygınlaşmasına katkı sağlayacak ve böylece deprem sonucu oluşacak hasarlar minimum seviyeye indirilecektir.
Ülkemizde mühendislik uygulamalarında yapı optimizasyonu hemen hemen hiç kullanılmamaktadır. Halbuki, yapı optimizasyonu ile elemanları hazır profil listelerinden seçilen çelik yapıların en düşük ağırlıkla tasarlanması, dolayısıyla en düşük maliyetle inşa edilmesi mümkündür. Çelik taşıyıcı sistemli binaların yapı optimizasyonu kullanılarak en ekonomik olarak tasarlanabilmeleri ve bunun sonucu olarak da ülkemizdeki mühendislik uygulamalarındaki kullanımlarının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bu kapsamda, çelik taşıyıcı sistemli binalar üç boyutlu olarak modellenerek optimum boyutlandırma problemi ülkemiz şartnamelerine göre formüle edilip ve elde edilen ayrık değişkenli optimizasyon probleminin çözümü, son yıllarda geliştirilmiş olan stokastik optimizasyon teknikleri kullanılarak yapılacaktır. Yapıların optimum tasarımları kapsamında, yapı elemanlarının kesitleri ve kolon elemanlarının doğrultuları tasarım değişkenleri olarak alınacaktır. Yapılara etkiyen yatay ve düşey yükler (rüzgar, deprem, ölü, hareketli ve kar yükleri) TS500 ve UBC97 şartnamelerine göre tanımlanacak ve yine bu sistemlerin tasarım kriterleri için TS 648 (Building Code for Steel Structures) ve AISC–ASD (American Institute of Steel Construction, Allowable Stress Design) şartnamelerinde öngörülen hükümler esas alınacaktır.
Düşük Maliyet: Birçok uygulamada galvaniz maliyeti, alternatif kaplama maliyetinden daha düşüktür. Boya ile karşılaştırıldığında sıcak daldırma yöntemi ile galvanizleme maliyeti, boyama maliyetinin altına düşmüştür. Alternatif kaplamalar (özellikle boyama) galvanizlemeye göre maliyeti daha yüksektir. Nedeni basit: sıcak daldırma yöntemi ile galvaniz, büyük partiler halinde birçok parçanın kısa zamanda, daha az işgücü ve düşük maliyetle kaplanabileceği bir fabrika prosesidir.
Düşük Servis Maliyeti: Sıcak daldırma yöntemi ile galvanizleme, başlangıç maliyetinin düşük olmasının yanında, bulunduğu ortamın koşullarına bağlı olarak en az 20 yıl hiç bakım-onarım gerektirmeden dayanarak kullanım süresince servis maliyetlerini de ortadan kaldırır. Oysa boya vb. diğer kaplamalar, 20 yıl gibi uzun kullanım dönemlerinde defalarca yenilenmeli, onarılmalıdır. Ulaşılması zor, birbiri ile içice geçmiş yapılarda, üretimin durması mümkün olmayan tesislerde onarım yapma problemi de ortadan kalkar.
Uzun Ömür: Her türlü ortamdaki dayanım ömrü tahmin edilebilen ve en ağır atmosferdeki koşullarda bile uzun dayanım ömrüne sahip olan sıcak daldırma yöntemi ile galvanizlemenin yararları, yıllardır yapılan araştırmalarla ve tecrübelerle kanıtlanmıştır. En ağır endüstriyel ve deniz ortamlarına en az 10–20 yıl, daha zararsız ortamlarda 25 yıldan uzun süre bakım-onarım gerektirmeden dayanır. Bakımın şart olduğu durumlarda bile, yapılacak işlem diğer koruma yöntemlerinin onarımıyla karşılaştırıldığında çok basittir.
Güvenilirlik: Basit ve anlaşılır bir proses olan sıcak daldırma yöntemi ile galvanizlemede kaplama kalınlığı (ağırlığı), tam olarak ölçülebilir, dolayısıyla dayanım ömrü önceden tahmin edilebilir. Kaplama tüm yüzeylerde eşdeğer koruma sağlayacak şekilde düzenlenir. Galvanizleme, standartlarda tam olarak açıklanabilmiş birkaç kaplama standardından biridir.
Uygulama Hızı: Sıcak daldırma yöntemi ile galvanizlemede tam bir koruma birkaç dakikada elde edilebilirken, dört kat boya işlemi için birkaç haftalık bir zamana ihtiyaç uyulur.
Kaplama tokluğu: Sıcak daldırma yöntemi ile galvanizleme çelikle metalürjik bağ kurulabilen tek kaplama prosesidir. Bu özelliğinden dolayı galvanizli çelik, taşıma, depolama, nakliye ve montaj aşamasında malzemenin maruz kalabileceği mekanik hasarlara karşı en büyük direnci gösterir. Bu da galvanizli çeliğin deniz aşırı ülkelerde dahil bütün dünya ülkelerine nakliyesini sağlar. Bununla birlikte galvanizlenmiş çeliğin tokluğu, aşınma probleminin olabileceği durumlarda, çeliği kullanıma uygun bir malzeme yapar.
Bütünsel Kaplama: Sıcak daldırma yöntemi ile galvanizleme, çeliğin ergimiş çinkoya daldırılarak kaplanması olduğundan, malzemenin içi, dışı, köşeleri, yüzeyindeki dar boşluklar da dahil, başka şekilde korozyona karşı korunması mümkün olmayan bütün ayrıntılar çinko kaplanır. Bununla birlikte fırçayla, spreyle ve diğer daldırma yöntemleriyle yapılan kaplamalarda ince kalan köşe ve kenarlar, sıcak daldırma yöntemi ile galvanizlemede gerektiği kalınlıkta kaplanır.
3 Yönlü Koruma: Galvaniz çeliği üç ayrı şekilde korur. Birincisi, aşınma hızının yavaş olması kaplamaya uzun ve önceden tahmin edilebilir bir dayanım ömrü verir. İkincisi, kaplamanın katodik koruma özelliğidir. Galvanizli çelik üzerinde küçük bir alanda matkapla delik açılırken, kesme işlemi yapılırken veya malzeme hasara uğradığında yüzeyde oluşan çizikler, çinko tarafından oluşturulan korozyon ürünleri tarafından kapatılarak korunur. Üçüncüsü, hasar gören bölge daha büyük olduğunda çinko kaplama, çeliğe göre daha elektronegatif olduğundan çelikten önce korozyona uğrayarak çeliği korumaya devam eder.
Kalite Kontrolde Kolaylık: Kaplama kontrolü, kaplamanın standartlarına (ASTM A 123, BS 729, DIN 50976, TSE 914) uygun kalınlıkta yapılıp yapılmadığının kontrolüdür. Testler mikrometre veya tahribatsız muayene ölçüm aletleriyle kolayca yapılıp, standartlara uygunluğu karşılaştırılır
Hızlı Montaj: Galvanizlenmiş çelik, kullanıma hazırdır. Yüzey temizleme, boyama, muayene gerektirmeden montajı yapılabilir.